Bir japon atasözünde insanların dikkati çekilir pirincin içindeki beyaz taşlardan sakınılması için, çünkü siyah taşlar ayan beyan görülür ve rahatlıkla ayıklanır, beyaz taşlar deyim yerinde ise kamufle olmuş taşlardır ve sanki pirinç habbesidirler.
İnsanlar için kullanıldığında o beyaz taşların, münafıklar, iki yüzlü riyakarlar olduğu anlaşılır, bu her iki zümreden de “kaçınmak” gerekir, münafıklar, suret-i haktan görünüp nifak çıkarırlar, yanlışı doğru, doğruyu yanlış olarak aksettirmekte ustadırlar.
Sevgili peygamberimizi (s.a.v.) iş bu nifak ehlini anlatarak sakınılması hususunda gerekli uyarıda bulunmuştur, alametlerini ise konuşurken daha ziyade yalan söylediklerini, emanete ihanet ettiklerini bildirmiştir, iki yüzlüdürler, müslümanların yanında islamdan söz ederek koyu dindar olduklarını söylerler, fırsatını bulduklarında ise “biz onlarla alay ettik” diyerek çark ederler..
Hazret-i Ömer (r.a.) sahabeden birisine dikkat etti, gördü ki o sahabe bazı kişilerin cenazesine katılmıyor, anladı ki hareketlerine dikkat ettiğe sahabe bu münafıkları, iki yüzlü riyakarları tanıyor, yanına yaklaşarak usulca dedi ki “o isimleri bana da bildir” Hayır cevabını alınca şu soruyu sordu o sahabeye; “Allah için söyle o isimlerin arasında Ömer’in de adı var mıdır?”
“Yoktur” cevabını alınca o mübarek insan o sahabeye teşekkür etti, çok önemli bir konu değil mi, münafıklar, riyakarlar, iki yüzlüler aramızda dolaşıyor ve biz onları tanımıyoruz, hayatın her alanında karşımıza çıkabilir bu insanlar, ticari ilişkiler kurabiliriz, dostluk bağı kurabiliriz ve bu insanlar siyaset sahnesinde de karşımıza çıkar ve bizden oy isteyebilirler..
Çünkü “bizden” görünmüşlerdir, bizimle namaza gelmiş, bizden görünmüşlerdir ve bu insanlar aslında pirincin içindeki beyaz taşlardır, sevgili peygamberimiz (s.a.v): “Kişinin namazı, orucu siz aldatmasın” derken bize gerekli uyarıda bulunmuştur.
Onları tanımak çok zor olmasa gerek zira yine sevgili peygamberimizin: “müminin ferasetinden sakınınız, zira o Allah’ın nuruyla nazar eder, yani mümin feraset sahibidir, aldanmaz, dikkat eder, deyim yerinde ise “temkinli” davranır.
Sözlerimiz her hangi bir kişiyi, bir topluluğu işaret hatta ima dahi etmez, hem sonra herkes özgürdür, istediği kişi ile ticari veya siyasi ilişki kurabilir, dostluk yapabilir, istediği futbol kulübünün renklerine bağlandığı gibi istediği her hangi bir siyasi partiye iltihak edebilir.
Sağlıcakla kalınız ömrünüze bereket sevgili okurlarım.