Taşeron Köle Sistemine Karşıyız
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimliği önünde gerçekleştirile basın açıklamasına Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Toy, Genel Sekreteri Doğan Alıç, Genel Başkan Yardımcıları Adem Sarıçoban, Osman Çavuş, Süleyman Turgut, Elazığ Şube Başkanı Fırat Kaya ve Malatya İl Başkanı Kenan Karateke’nin yanı sıra çok sayıda sendika üyesi katıldı. Basın açıklamasından önce Koronavirüse yakalanarak hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları için bir dakikalık saygı duruşu ve ardından Fatiha okundu.
"AYRIM YAPILIYOR"
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Toy, Turgut Özal Tıp Merkezi’nde ve Diş Hekimliği Fakültesi’nde çalışan Sağlık İşçilerinin 2021 Kamu Çerçeve Protokolü Sözleşmesine dahil edilmesi çağrısında bulundu. Kamu çalışanları arasında işçi ve memur ayrımının yapıldığını ve bu ayrıma karşı seslerini duyurmak için toplandıklarını belirten Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Toy, “Bugün ki basın açıklamamız pandemiye karşı mücadele eden sağlık emekçilerimizin hiçe sayılmasına, işçi memur ayrımı yapılmasına, kamu çerçeve dışında tutulmasına karşı olacaktır. Buradan herhangi bir sendikal çıkar elde etme çabasında olanlarda sesleniyor, bizimle birlikte emeğe sahip çıkmaya davet ediyoruz. Hakkımızı ararken, hastalarımızı rahatsız etmeyelim, herhangi bir taşkınlığa asla müsaade etmeyelim. Ağır Pandemi koşullarında sağlık emekçilerimiz milletimize canla başla hizmet ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Bakanlık tarafından Pandemi ödemesinde bile işçi-memur ayrımı hâla yapılmasına rağmen alın teri döken pandeminin kahramanları sağlık emekçilerimizi ve tüm emekçilerimizi saygı ile selamlıyor, sizleri ayakta alkışlıyoruz.” dedi.
"KÖLE DEĞİLİZ"
Bazı işçilerin sözleşmeden mahrum edilerek asgari ücrete çalışmaya mahkum edildiğini kaydeden Toy; ”Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak taşeron köle sistemine karşı ilk mücadeleyi başlattığımız Turgut Özal Tıp merkezinde 2000 yılında 600 işçimize sözleşme ile yeni haklar aldık. O dönemin idaresi işçilere haklarını ödemedi dava ile işçilerimize haklarını ödettirdik. İşçileri işten attılar işe iade ettirdik. 20 yıl geçti fakat burada emeğe karşı hâla anlayış maalesef değişmemiş. 2020 yılı haziran aylarında idarenin her türlü işkolu engellerine karşı mücadele verdik. yaklaşık 1 yıl iş-Kur’dan işe başlayan işçilerimizi sözleşmeden mahrum ettiler. İşçilerin hakkı üzerinizde kaldı. Sizlerin teveccühü ile sözleşme çoğunluğumuzu sağladık. Maalesef oyunlar bitmedi kamuda ender görülen bir durum oldu. Hastane idaresi sözleşme sürecini uzatmak için çoğunluğumuza itiraz etti. Sadece bize değil rektörlük tarafındaki sözleşmeye de itiraz ettiler. İşçilerimize bakış açılarının değişmediğini ortaya koydular. İtiraz engelini de aştık ve sözleşme sürecini başlattık. Müzakere masasına oturduk. Yıllarca taşeron zulmü altında ezilen siz kardeşlerimiz için hak ettiğiniz hakları almak için masada mücadele ettik. İdare tarafından bazı mali maddelerde yüksek hakem kurulunun bile altında teklifler olmuştur. Tamamı sizin talepleriniz olan sözleşmemizin her mali maddelerinde paramız yok diye direnç gösterilerek, komik zam önerileri ile karşılaştık. Bu anlayış ile mücadele ettik.” diye konuştu.
"BATARIZ YANITI ALDIK"
Ücretlerin artırılması taleplerine karşı batarız yanıtını aldıklarını kaydeden Toy; ”Müzakere masasında idarecilere sağlık işçisinin emeğinin karşılığını verin dedik. Çalışanlar arasında işçi-memur ayrımı yapmayın dedik, müzakerede sadece sağlıkçı grubuna yüzde yüze kadar zam, diğer tüm işçilere dalga geçer gibi yüzde üç zam teklif ettiler. Bir gruba yüzde yüze kadar zam verin fakat diğer gruplarda en az yüzde yirmi zam verin dedik. Başhekim hazretleri öyleyse sağlıkçılara yüzde yüze kadar zam teklifimizi geri çekiyoruz herkese yüzde üç zam verebiliriz dedi. Sosyal yardım yok, denge tazminatı yok, 5+5 ikramiye, yüzde 3-4 zam, sözleşme bitiminde haklar bitecek, sizlere bu reva görüleni kabul etmedik… Biz sadece masada hakkınızı istedik ama hep ödeyemeyiz. Ek yük biner, batarız dediler başka bir şey demediler… Paranız yoksa borçlanın hiç bir kamu hastanesi borcundan dolayı kapanmamıştır. Yüce devletimiz illâki her dönem olduğu gibi borçlarınızı kapatacaktır dedik. Ama dinlemediler. Unutmayın; hastanenizin mali krizinin sorumlusu asla sağlık işçilerimiz değildir. İşçinin emeğinden tasarruf edemezsiniz. Ve gördük ki; işçilerini kamu çerçeveye dahil eden yürekli üniversite idarelerimizin kamu çerçeveden kaynaklı oluşan toplu iş sözleşme borçlarını Türk-İş Başkanımızın da çabaları ile şimdi hazine ve maliye bakanlığından ek bütçe göndererek kapatıyorlar. “ ifadelerine yer verdi.